Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tanımayanlar İçin Frida Kahlo

Aldım fotoğraf makinemi elime ve kente gelen Chagall sergisini gezmek için düştüm yollara... Ancak giriş ücreti cebime fazla gelince kendimi downtown Toronto'nun ıssız ara sokaklarına vurmaya ve sanat açlığımı daha ucuz bir şekilde gidermeye karar verdim...  Frida da öyle yapmıştı. Köşe başında karşılaştık!

Seni Seviyorum Saraybosna

Saraybosna’daki, Prag’daki, Ottawa’daki,  İzmir’deki, Kastamonu’daki  veya dünyanın herhangi bir yerindeki  köhne bir bahçede  gün batarken  karşılıklı oturup rakı içmek istediğim  yegane arkadaşım için... Dedem için... “Ömrümce tanımadığım üvey kardeşimin şehrinde gibiyim Saraybosna’da” diye yazmıştım eve döndüğümde. Saraybosna'nın geçmişten güçlü izler taşıyan gizemli sokakları; modern ve Avrupai görünümlü ışıklı caddeleri; rengarenk ve hareketli dükkanları; daha dün yaşanan akıl almaz drama rağmen cıvıl cıvıl, hayat dolu insanları ve kişide sanki batıya değil de doğuya doğru seyahat etmiş hissi uyandıran Osmanlı yapısı eski şehir merkezi beni hiç beklemediğim biçimde şaşırtmış ve hatta bu kenti yıllarca görmezden gelmiş olduğum için hafif utangaç bir pişmanlığa sürüklemişti.

Kensington Market

Toronto'ya gelmeden önce, internette okuduğum hemen tüm gezi yazılarında "Kensington Market" ismini gördüğümü anımsıyorum. İsmi, Toronto'ya gezmeye gelenlerin muhakkak görmesi gereken yerler arasında geçen Kensington Market ile ilk kez karşılaşmam şans eseri oldu. Bir ara gidip uzun uzadıya gezmeyi, fotoğraflarını çekmeyi planlıyordum ancak o hiç ummadığım bir anda, China Town'da gezerken çıktı karşıma. İkisinin bu kadar yakın olduğunu bilsem, kesinlikle daha hazırlıklı çıkardım yola!